Sergilerim

Seramiğim Ağrı Dağı’nda Sergisi Hakkında
Elçin Telli Ateş demir bileşiklerinden hematit, limonit, wüstit ve demir sülfat ile denemeler sonucunda elde ettiği, demir oksit katkılı stoneware döküm çamurları, astarlar ve sırlar yaptı. Seramik çalışmaları için alçı model ve kalıplar üretti. Renkli döküm çamurları ile vazolarının üzerine mermer ve millefiori tekniğini uyguladı. Eskişehir Frig vadisinden esinlenerek çeşitli seramik panolar tasarladı. Bu tasarımlarında sigrafitto ve rölyef dekorlarını kullandı. Sade olmasına önem verdiği vazo ve çanaklarını şeffaf ve mat sırlar ile sırladı. Toprak ile olan yakın ilişkisi demir oksit ile elde ettiği renklerde yeniden ortaya çıktı. Denemeler, araştırmalar ve üretimler yaklaşık olarak iki yıl sürdü. 2019 Mayıs ayında çalışmalarını tamamladı. 2. kişisel seramik sergisini görev yaptığı Iğdır Üniversitesi’nin kampüsünde yapmaya karar verdi. Tüm Dünya’yı etkisi altına alan covid-19 pandemisi nedeniyle sergisini ileri bir tarihe erteledi. Normalleşme süreci ile birlikte Eylül 2020’de sergini yapmaya karar verdi. Sergi ismini verirken her gün tüm ihtişamı ile ülkenin en yüksek noktası olan Ağrı Dağı’nı görmesi onun ilham kaynağı oldu.


Merdivenler sergisi hakkında
21. yüzyıl İnsanının içinde bulunduğu yalnızlık kavramı, öncelikle onu yaşadığı apartmanlarda yakaladı. Bir çok insanın bir arada yaşıyormuşçasına katlandığı bu konutlar onu kalabalık içinde yalnız kalmaya itti. Sanayi devrimi ile birlikte başlayan bu yolculuk artarak devam ederken bireyler komşusunu tanımaz hale geldi. Yalnızca merdivenlerde gördüler birbirlerini. Kim hangi dairede yaşıyor bilinmiyordu. Bu soru cevabını aramayan ve yalnız kalmış bir soru olarak tüm Dünya’ya fabrikaların hızıyla birlikte yayıldı. Gelinen noktada üretim ne kadar hızlıysa yalnızlık da o kadar hızlıydı. İnsanlar duvarlar örüyordu, birbiri üstüne katlar çıkıyordu, daha çok insan duvarların ardında yaşamaya mahkum olmuştu.